27 Aralık 2013 Cuma
Sosyalleşmek isteyen arkadaşlara benden altın değerinde bir tüyo. dışarı çık bir kere bu ilk adım. ama öyle gez dolaş demicem boş yere umutlanma. o hiç işe yaramaz. kandırmışlar seni. en yakın teyzenin yanına gidip teyze biraz seninle takılabilir miyim de. dayak yemedin hala? süper. ya bir dinle kardeşim saçmalamıyorum ben! sabret bütün dertlerin geçecek. beraber otobüse binin, parklarda dolaşın, alışveriş merkezine gidin. o sosyalleşirken sana düşen sadece izlemek. ustayı iş üzerindeyken izle ve öğren. şimdi sen benim saçmaladığımı düşünüyorsun dimi? bir kerecik izle anlayacaksın. Güven bana.
26 Aralık 2013 Perşembe
Otobüste hayatımın aşkıyla karşılaşma fantezim asla kaybolmayacak sanırım. O aşk bulunacak arkadaşım. çok mu şey istiyorum ha? Ne olurdu yani bir kerecik bulsam. Ama kabahat sende değil bende. Kim dedi bu kadar romantik ol diye. Kimse. Ben kaşınıyorum hep. Zannediyorum ki böyle bir gün otobüse bineceğim, gökten ilahi bir ışık bidoksan boyunda yakışıklı bir adamın üstene düşecek, otobüsteki herkes bize yol açacak, biz de ortada buluşup sirtaki yapa yapa otobüsten inip simitçide nişan yapacağız. Nişan şekerleri çikolatalı mı olsun fındıklı mı? uff karar veremiyorum!
Ah Canım Ya
Geçen yine New York'a uçtum. 14 saat yol. Anam ağladı. İşte bavulları otele bırak derken zamanın nasıl geçtiğini anlamadım. Bir bakmışım saat 12 olmuş. Artık uyudum bende zaten yorgunum. Sabah erkenden 5. caddede yürüyüş yaptım. Çok güzel kokar cadde sabahları. O pahalı kokularıyla yürürsün caddenin. Gözlerin giymeye kıyamayacağın kıyafetlerle bayram yapar. Arada bir de evsiz birini görürsün. Birkez daha düşünürsün ne kadar şanslı olduğunu. Harikadır anlayacağınız. Neyse sonra girdim bir sanat galerisine. Medeniyet depoladım e malum eve gidince ihtiyacımız oluyor ailecek. Ardından oturdum bir parka Great Gatsby'i okudum. Fitz amcanın ellerinden öperim süper kitap. Tam New York'ta okumalık. Ne diyordum ha sonra yanıma bir çocuk geldi. Dedi ne okuyorsunuz falan. Biz bir konuşmaya başladık saat olmuş 8. Dedim benim gitmem lazım. Yaban ellerdeyiz sonuçta. Böyle kaçıyor gibi oldum ama ne yapayım biz böyle gördük büyüklerimizden.
12 Aralık 2013 Perşembe
Yazmayı bilmiyorum evet. Saçmalıyorum çoğu zaman. Cümlelerin kısa, anlamsız. Anlatmak istiyorum. Bağırmak , paylaşmak istiyorum hissettikleri mi? Ben bile anlamamışken kim anlayabilir ki beni? Ne arıyorum? Ne istiyorum bu hayattan ki asla memnun edemiyor beni? Ne bu içimdeki boşluk?. Aşık olmak istiyorum. Amansızca, salakça, çocukça sevmek. Onu bile beceremiyorum. Gelecek korkusundan mı yarın için hiçbir şey yapmıyorum.
Neyse...
Aldırmayın siz 17 yaşındaki ergen bir kızın söylediklerine. Bu da bir dönem nasılsa(?)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)